Title: BİRDEN FAZLA HEKİM TARAFINDAN YAPILAN TIBBİ MÜDAHALEDE SORUMLULUK
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on May 20
Rating: 5.0

Kamu hastanesi, özel hastane, poliklinik ve özel muayenehanelerin çokluğu, çeşitliliği ve tespiti, tedavi olan hastanın hukuk bakımından mağdur olması nedeniyle açılacak olan tazminat davalarında taraf teşkilinin doğru olarak sağlanabilmesi açısından dikkate alınması gereken hususlardan sadece biridir. Örneğin, yanlış veya eksik tıbbi müdahale nedeniyle açılacak olan tazminat davası hastaneye mi, başhekime mi, hemşireye mi, hastane müdürüne mi yoksa klinik şefine mi açılacaktır? Hukuki nitelendirilmesi doğru yapılmaksızın yanlış kimse hakkında açılan dava reddedilecek ve mağdur konumunda olan davacı yargılama giderleri ve karşı taraf vekâlet ücreti gibi masrafları ödeme yükümlülüğü altına girebilecektir.

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’ nun 22/5. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, herkes kendi kusurlu hareketinden dolayı sorumlu tutulabilir. Sağlık hukukundaki gelişmeler neticesinde hekimin bölünemeyen kusur sorumluluğu görüşü geçerliliğini yitirmiş olup günümüzde her sağlık personelinin görev ve yetkisi çerçevesinde kusur sorumluluğunun bağımsız olduğu kabul edilmelidir.

Tek hekimin görev yaptığı özel muayenehanelerde, meydana gelen zararlarda kimin sorumlu olacağı konusunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır. Hekimin müdahalesi dışında Borçlar Kanunu bakımından ifa yardımcısı konumunda olan özel muayenehane çalışanlarının eylemlerinden de muayene sahibi olan hekim sorumludur.

Birden fazla hekimin çalıştığı polikliniklerde, hekimlerin çalışma koşullarını belirleyen iradeleri ve yapmış oldukları iç anlaşma önem kazanmaktadır. Şayet hekimlerin her biri polikliniği müstakil olarak kullanıyor ve diğer hekimlerden bağımsız olarak hasta tedavi ediyor ise sorumluluklarının da müstakil olduğunun kabulü gerekmektedir. Öte yandan hekimler şirket statüsü ile hasta tedavisindeki bütün işlemleri birlikte yürütüyorlar ise sorumluluk hekimlerin tamamında olacak ve tek bir hekim dava edilebileceği gibi ortaklık da dava edilebilecektir. Ancak haksız fiilden kaynaklanan sorumluluk, haksız fiile neden olan hekime karşı yöneltilebilir.

Tedaviyi yürüten hekimin başka bir meslektaşına tıbbi yönden danışması(konsültasyon) durumunda, hasta açısından meydana gelebilecek zararlarda danışılan hekim ile hasta arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır. Ancak hastanın onayı ile yapılan tıbbi danışmalarda hasta ile danışılan hekim arasında sözleşme ilişkisi kurulmuş olur. Ayrıca hastanın, hekimin tıbbi yönden görüş alınmasına itiraz etmemesi veya açıkça reddetmemesi durumunda hasta ile görüş alınan hekim açısından sözleşme zımnen kurulmuş olur. Şayet hasta ile danışılan hekim arasında sözleşme ilişkisi yok ise danışan ve danışılan hekim arasındaki sözleşme ilişkisi gereğince tedaviyi yürüten hekim kusurlu kabul edilir. Hasta ile danışılan hekim arasında sözleşmenin var olması durumunda tıbben meydana gelebilecek zararlardan danışılan hekim sorumludur. Uygulamada hekimlerin teşhis ve tedavide konsültasyona sıkça başvurduğu görülmektedir.

Av. Tuğsan YILMAZ