Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Mar 29
Rating:
Vasiyetnamenin İptali
Vasiyetname ölüme bağlı bir tasarruf olduğundan, ölüme bağlı tasarrufların iptali prosedürüne göre iptal edilecektir. Ölüme bağlı tasarrufların iptali ile kastedilense, esasen geçerlilik şartlarına riayet edilmeksizin düzenlenmiş bir ölüme bağlı tasarrufun, bu geçersizlik nedenine binaen hâkim tarafından geçmişe etkili olacak tarzda hükümden düşürülmesidir. Vasiyetnamenin iptali sebebi vasiyetin yapıldığı anda mevcuttur ancak vasiyetçi öldükten sonra açılacak bir dava ile iptal edilir. Bu noktada vasiyetnamenin iptal davasıyla ölüme bağlı tasarrufun hükümden düşürülmesinde vasiyetçinin rolü bulunmamaktadır. Sağlar arası hukuki işlemler için kesin hükümsüzlük sebebi olan bir takım nedenler ölüme bağlı tasarruflar bakımından sadece iptal sebebi olarak kabul edilmiştir. Örneğin şekle aykırılık sözleşmeler hukukunda çoğunluğa göre kesin hükümsüzlük sebebi iken TMK 557. Maddesinde iptal sebebi olarak düzenlenmiştir.
Vasiyet bozucu yenilik doğurucu nitelikteki hâkim kararına kadar askıda olup sonuç doğurmaması süresi içinde dava açılmasına bağlıdır. Hâkimin vereceği bozucu yenilik doğurucu iptal kararı geçmişe etkili olmakla birlikte taraflar arasında hüküm ve sonuç doğurur. Vasiyetnamenin iptali davası açma hakkı bulunan kişilerin bu hakkını kullanmaması, esasen geçersiz olan bir işlemin hukuken geçerliymiş gibi hüküm ifade etmesine neden olur.
Vasiyetnamenin İptali Sebepleri
Ehliyetsizlik; esasa ilişkin bir vasiyetnamenin iptali davası sebebidir. Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk vb sebeplerle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes ayırt etme gücüne sahiptir. Ayırt etme gücü bulunmayanların fiil ehliyeti bulunmaz ve yaptıkları fiiller hukuki sonuç doğurmaz. Vasiyeti düzenleyenin ehliyetsizliği ileri sürülüyorsa taraflara delillerini sunmaları için süre verilmeli, varsa tarafların gösterdiği tanıklar dinlenmelidir. Tanıkların kesin olmayan ve çelişen ifadeleri hükme esas alınamaz.
“Davacılar vasiyetnamenin iptali davası ile miras bırakanın ehliyetsizliğini de ileri sürerek istemişlerdir. Tarafların gösterdikleri tanıklar dâhil tüm deliller toplanıp, gerektiğinde uzman bir tıp kurumundan da rapor alınıp değerlendirilerek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 31.01.2005, 16166-947)
Yargıtay uygulamasına göre ehliyet durumunun doktor raporu ile kanıtlanması esas olup, tanık beyanları bu durumun saptanmasında göz önünde bulundurulabilecek birer veridir. Vasiyetçinin ehliyeti konusunda yetkili kuruldan sağlık raporu alınmalıdır. Bu bir uzmanlık işidir. Dolayısıyla davaya bakan hâkim kendi gözlemlerine dayanarak vasiyetçinin ehliyeti konusunda bir karar veremez. En yetkili sağlık kurulundan özellikle Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gereklidir.
“ hukuki ehliyet durumunun doktor raporu ile kanıtlanması esas olup, tanık beyanları bu durumun saptanmasında nazara alınabilecek birer veridir. Bu nedenle mahkemece davacı taraftan murisin vasiyetname tarihindeki sağlık durumunu gösterir kayıt, reçete, rapor, sağlık karnesi vb. gibi deliller resen sorulup istenmeli, vasiyetname tanzimine esas alınan sağlık ocağı raporu da celp edildikten sonra dosyadaki tüm deliller değerlendirilerek vasiyetname tanzim tarihinde murisin hukuki ehliyete sahip olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak sonucu uyarınca bir karar verilmelidir.” (Yargıtay 3. HD, 22.06.2009, 7669-10711)
Yukarıda yer verilen Yargıtay ilamı da uyarınca, vasiyetname yapılırken Sağlık Ocağından vasiyetçinin ehil olduğunu gösterir rapor alınabilir. Ancak tanıklar vasiyetnamenin yapıldığı sırada miras bırakanın ayırt etme gücünden yoksun bulunduğunu beyan etmişlerse Adli tıp kurumundan rapor alınıp sonucuna göre karar verilmelidir. Bu yüzden tüm deliller toplandıktan sonra dosya bütün halinde Adli Tıp Kurumuna gönderilir. Adli tıp kurumu, tasarruf ehliyeti konusunda serbestçe karar verir. Vasiyet eden hakkında düzenlenen fiziksel rahatsızlıklarına ilişkin raporlar da kuruma gönderilmelidir. Dosyada tasarruf ehliyeti noktasında raporlar arasında bir çelişki varsa hâkim bu çelişkiyi gidermelidir. ( Örneğin Adli Tıp Genel Kurulundan rapor almak)
Ehliyet konusunda değinilecek son nokta ise vasiyet edenin fiil ehliyetine sahip olup olmadığının vasiyetin düzenlendiği tarih itibariyle belirlenmesidir. “Dava, öncelikle ehliyetsizlik nedeniyle vasiyetnamenin iptaline ilişkindir. Vasiyetnamelerin düzenlendiği tarihlerde miras bırakan Kadir Erol’un ehil olup olmadığı konusunda Adli tıptan heyet raporu alınmadan yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.” ( Yargıtay 2. HD, 30.01.2007,20306-782)
İrade Sakatlığı; esasa ilişkin vasiyetnamenin iptali davası sebebi olup, yanılma, aldatma, korkutma, zorlama sonucu ortaya çıkabilir. İrade sakatlığı ile açılan davada başka bir karar verilemez. Ehliyet durumunda olduğu gibi irade sakatlığının bulunup bulunmadığı da vasiyetin yapıldığı duruma göre belirlenmektedir.
Miras bırakanın yanılma veya aldatma etkisiyle yaptığı vasiyetname geçersizdir. Aldatma varsa bu olgunun kanıtlanması gerekir. Miras bırakan yanıldığını veya aldatıldığını öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde tasarrufundan dönebilir. Dönme sonucu tasarruf geçersiz duruma gelir. Ancak miras bırakan bir yıllık hak düşürücü süre içinde dönmezse vasiyetname geçerli hale gelecektir. Miras bırakan sakat irade beyanı ile yaptığı vasiyetnameden bir yıllık hak düşürücü süre içinde dönmemişse ölümünden sonra mirasçılarının da vasiyetnamenin iptali davası açma hakkı bulunmaz.
Miras bırakanın korkutma etkisi altında yaptığı tasarruflar da geçersizdir. Korkutma maddi veya manevi olarak gerçekleştirilebilir. Ancak her iki halde de, miras bırakan veya yakınlarına karşı yapılmalı, haksız ve hukuka aykırı olmalı, ağır bir tehlike oluşturmalı, ciddi ve derhal gerçekleşecek nitelikte olmalı, kişiye cana mala hürriyete vücuda yönelmiş olmalıdır. Vasiyetçinin vasiyeti böyle bir tehdit altında yapıp yapmadığı konusunda taraf delilleri toplanarak sonuca göre karar verilmektedir. Miras bırakan korkutma etkisinden kurtulduğu günden başlayarak bir yıl içinde tasarruftan dönebilir. Bir yıllık sürede dava açılmadığındaysa tasarruf artık geçerli sayılır, ölümünden sonra mirasçıları dava açamaz.
Aynı şekilde, miras bırakanın zorlama etkisi altında yaptığı tasarruflar da geçersizdir. 1 yıllık hak düşürücü sürede tasarruftan dönülmelidir. Dönülmediği takdirde geçerli hale gelir. Zorlama, korkutma veya tehdit boyutuna varmayan manevi baskılardır.
Hukuka veya ahlaka aykırılık; vasiyetnamenin içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlaka aykırıysa ölüme bağlı tasarrufun iptali için vasiyetnamenin iptali davası açılabilir. Atanmış mirasçıların tereke üzerindeki kullanma haklarının sınırlanması içeriğin hukuka aykırı olmasına örnektir. Bağlanan koşulların hukuka veya ahlaka aykırı olması da vasiyetnamenin iptali davası nedenidir. Anlamsız veya salt başkalarını rahatsız edici nitelikteki koşullarsa yok sayılır. Ölüme bağlı tasarruf geçersiz ise öngördüğü koşul da geçersizdir. Hukuka aykırı olmayan koşullarsa ilişkin olduğu ölüme bağlı tasarrufu geçersiz kılmaz. Yükleme ise miras bırakanın mirasçılarına ya da vasiyet alacaklılarına yüklemiş olduğu bir ödevdir. Vasiyet bu ödevlere bağlanabilir. Yüklemenin yerine getirilmesi dava yoluyla istenebilir. Anlamsız yüklemeler yok sayılır, hukuka veya ahlaka aykırı ise vasiyetin iptali için dava açılmalıdır.
Şekle aykırılık; şekle ilişkin vasiyetnamenin iptali sebebidir. Vasiyetname kanuni şekillere uyulmadan yapıldıysa vasiyetnamenin iptali davası açılabilir. Şekli anlamda geçerlilik miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir. Örnek Yargıtay ilamına bakarsak; “ Miras bırakan 4721 sayılı TMK’nın yürürlüğe girdiği 01.01.2002’den sonra 23.11.2002’de ölmüştür. Miras bırakanın ölümünden önce yürürlüğe giren MK’nun 538. Maddesi el yazılı vasiyetnamede tanzim yerini 743 Sayılı Medeni Kanun’dan farklı düzenlemiş, tanzim yerinş geçerlilik şartlarından çıkartmıştır. Mahkemece vasiyetnamenin bu gerekçe ile iptaline karar vermesi isabetsizdir.” ( Yargıtay HGK, 22.03.2006,64-93)
Vasiyetnamenin İptali Davası Nasıl Açılır?
Vasiyetnamenin iptali davasında inceleme vasiyetin aslı üzerinden inceleme yapılır. Şekle ilişkin iptal sebepleri incelenirken tanıkların vasiyetname içeriğine uygun olmayan beyanları hükme esas alınmamaktadır. Vasiyetnamenin geçerlilik şekil şartları Vasiyetname Nasıl Düzenlenir? adlı makalede detaylı bir biçimde açıklanmıştır.
Yukarıda sayılan dört çeşit iptal sebebi kanunda sınırlı sayıda sayılmıştır. Bu sebepler dışında kalan hallerde iptal talep edilemez. Bu kapsamda;
- Vasiyetin ifasının mümkün olmaması halinde bunun tespitiyle yetinilmekte, iptal kararı verilmemektedir.
- Vasiyetin muvazaa nedeniyle iptali de talep edilemez. Muvazaa iki taraflı işlemlerde söz konusu olur. Ölüme bağlı tek taraflı irade açıklaması olan vasiyetnamelerin muvazaa sebebiyle iptali istenemez.
- Vasiyet konusu taşınmazın satılmış olması vasiyetin iptalini gerektirmez. Bu husus vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasında göz önünde tutulur.
- Vasiyetin taşınmaz verme geciktirici şartına bağlanması kural olarak vasiyetnamenin iptalini gerektirmez.
Vasiyetnamenin iptali davasının incelenebilmesi için öncelikle vasiyetnamenin açılıp açılmadığının incelenmesi gerekir. Vasiyetnamenin iptali davası vasiyetin tamamına yönelik olabileceği gibi bir kısmının iptaline yönelik de olabilir. Esasa ilişkin iptal sebeplerine dayanılarak dava açılmışsa şekle ilişkin iptal sebepleri incelenmez. Ancak esasa ilişkin sebeplerin yanında şekle ilişkin iptal sebepleri de ileri sürülebilir. Bu durumda şekle ilişkin iptal sebeplerinin de ayrıca incelenmesi gerekmektedir.
Vasiyetnamenin iptali davasında öncelikle davacının aktif husumet ehliyeti belirlenmelidir. Menfaat çatışması varsa kayyım huzuruyla görülmelidir. Vasiyetnamenin iptali davası vasiyetin iptal edilmesinde çıkarı bulunan yasal veya atanmış mirasçılar, vasiyet alacaklıları, son olarak mirasçı sıfatıyla hazine tarafından açılabilir. Bu iptalde çıkarı bulunmayan olası mirasçılar, vasiyetçi hayatta olduğu sürece vasiyetnamenin iptali davası açamaz. Miras bırakan tarafından son arzularını yerine getirmekle görevlendirilmiş kişi veya vasiyeti yerine getirme görevlisi tarafından da açılamaz. Ayrıca miras bırakanın alacaklıları ve borçluları da vasiyetnamenin iptali davası açamayacaktır. Bu davada davalı ise ölüme bağlı tasarruf olan vasiyetten yararlanan kişilerdir. Husumet tüzelkişiliği olmayan bir tarafa yöneltilemez.
Vasiyetnamenin İptali Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Vasiyetnamenin iptali davasında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. (Yargıtay 2HD, 02.10.2006, 13085-12901) Miras, miras malları nerede olursa olsun miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesinde açılır. Bu mahkemeler kesin yetkilidir. Dava maktu harca tabidir.
Vasiyetnamenin İptali Davasında Süre
İptal sebeplerinde değinildiği üzere vasiyetnamenin iptali davası açma hakkı, davacının; ölüme bağlı tasarrufu, iptal sebebini, kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Vasiyetname usulünce açılıp ilgililere tebliğ edilmeden bir yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlamaz. Vasiyetnamenin iptali davası açma hakkı, her halde, vasiyetname açılma tarihinin üzerinden, iyi niyetli davalılara karşı on yıl, iyi niyetli olmayan davalılara karşı yirmi yıl geçmekle düşer. Bir kimse vasiyetçinin ehliyetsiz olduğunu bildiği veya bilmesi gerektiği her halde kötü niyeti sayılır.
İptal kararı geçmişe etkilidir. Yani vasiyeti yapıldığı andan itibaren ortadan kaldırır. Vasiyetnamenin iptali davası açmayan kişiler yönünden hüküm ve sonuç doğurmaz, sadece davanın taraflarını bağlar. Vasiyetnamenin iptali davası tasarrufun bir bölümüne yönelik açıldıysa, vasiyetnamenin iptali davası açılmayan bölümler yönünden hüküm ve sonuç doğurmaya devam eder.
Avukat Tuğsan YILMAZ
0212 343 24 95
Vasiyetname ile ilgili diğer bir yazımız olan Vasiyetten Dönme ve Vasiyetnamenin İptali başlıklı konu ile alakalı diğer yazımızı da okumanızı öneririz.
Merhaba. Size bir sorum olacaktı yardımcı olursanız çok sevinirim. Benim babamın ilk evliliğinden 5 çocuğu var ilk eşi vefat etmiş, annemle ise ayrıldı ve annemden de ben ve 1 abim olmak üzere 2 çocuğu var. Toplamda 7 kişiyiz. Babam annemle yaşadığı sorunlar nedeniyle bana ve abime de hep soğuk yaklaştı 5 dairesi ve bir arsası var hepsini üvey kardeşimin üstüne yaptı. Sorum şu: babam vefat ettiğinde bizim (ben ve abimin) bu dairelerden ve arsadan bir hak talep etmemiz hukuken mümkün müdür ve olumlu anlamda bir sonuç alabilir miyiz? Teşekkür ederim.
Babanızın vefatı sonrası dava açabilir ve talepte bulunabilirsiniz.
Iyigunler Avukatbey 1843 doğum tarihli soyadi olmayan üst soyumuzun anne ve baba adi nüfus kaydinda yazili ama ölü oldukları için anneye ait kayitlara ulaşamayan mahkeme kızı adina veraset ilami veriyor.Bu ilama gore tapular anne adina cikiyor.Ama suan tapu dairesi bana anneyi ispatla gel diyor.diger mirascilar vergi oduyo.ama ne üstümüze alabiliyoruz nede satabiliyoruz.ne yapabilirim Yardimlariniz icin tesekkurler
Merhabalar benim dedem vefat etti vefat etmeden önce köydeki evi babamın üzerine geçirmişti. Daha sonra dul kadınlara devlet ev yaptığından babanneme de ev yaptırmak istedik bunun için babam o evin tabusunu tekrar babaannemin üzerine geçirdi. Şimdi burya devlet ev yaparsa ve daha sonra babaannem vefat ederse bu ev ne olur devlet arsayı ve evi çocuklara paylastirarak mi verir . Şimdiden teşekkürler
Aksi ispatlanana kadar babaannenizin miras mal varlığı içerisinde kalacak ve mirasçılara taksimi yapılacaktır.
Size bir şey danışacaktım. Şimdi bizim babamız oldu. Bikaçtane annemin üzerine ev var onları satmak istiyor bizde satmak istemiyoruz acaba bu mallar evlendikten sonra edinildiği için babamın varisleri olduğumuz için bu evleri sattırmama gibi bir yetkimiz olabilir mi?
Yardımcı olabilmeniz mümkün müdür?
Merhaba Avukat Bey. Size bir şey danışacaktım. Şimdi bizim babamız oldu. Birkaçtane annemin üzerine ev var onları satmak istiyor bizde satmak istemiyoruz acaba bu mallar evlendikten sonra edinildiği için babamın varisleri olduğumuz için bu evleri sattırmama gibi bir yetkimiz olabilir mi?
Yardımcı olabilmeniz mümkün müdür?
Teşekkürler
Bahsettiğiniz durumda evlilik birliğine ilişkin hangi mal rejiminin belirlendiği önemlidir. Malların ediniliş biçimi ile birlikte değerlendirilerek mal rejimine ilişkin dava açılıp açılamayacağının, hukuki yararın olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir.
Kendi annem,babam ve ablam birlik olup 4 yıldır evli olduğum eşimin ailesini bana karşı çok iyi oldukları için çekemediler ve kıskandılar.Evimde eşimle,çocuğumla ve eşimin ailesiyle çok mutlu olduğum için bana hep kötü davrandılar ve yoktan var edip kendilerince küslük yarattılar.Hiçbir zaman kötü söylemde bulunmadım ve buna karşılık ”seni evlatlıktan red ediyoruz.Tüm mal varlığım Ablanın olacaktır.”dediler.paradan evinden geçtim zaten ortada hiç bir sorun yok iken küslük yarattıp manevi hakkımı yediler şimdi ise geçmişte birlikte sıkıtı çekip hep birlikte yaptığımız maddi hakkımı ortadan kaldırmak istiyorlar.Böyle birşey mümkünmüdür.?
Mirastan çıkarmaya ilişkin işlem yapmaları gerekli. Saklı miras payına tecavüzde dava açma hakkınız var.
Sorunuz soyut ve olasılık üzerine olduğundan detaylı bilgi için yazılarımıza göz atınız.
Merhaba avukat bey Dedem 2014 yılında %90 engelli idi (ortapedik, iç hastalıkları, parkinson ve ayzaymır başlangıçı), bende dedemin engelli raporuna istinaden onun üzerinden kendi paramla Ötv siz engelli aracı satın aldım, ancak dedem amcamla arası olmadığı için ölümünden sonra araç mirasa gireceğinden noterden vasiyet yazdırdı ”Aracı torunum benim raporumdan yararlanarak satın aldı benim param yoktur, öldükten sonra aracı torunuma bırakmayı..” ibaresi vardı, dedem 2016 yılında vefat etti, amcam vasiyetnamenin iptali için mahkemeye başvurdu, sonuç ne olur
Size bir sorum olacak benim üzerime eşimle ortak şirketimizden dolayı vergi borcum var arabımıza ipotek kondu kızım evlendi şimdi arabası var kendi üzerine acaba kızımın arabasına el konulurmu herhangi bir zarar görürmü cevaplarsanız çok sevinirim teşekkürler
Merhaba avukat bey;
Benimde size bir sorum olacak
Vasiyetin iptali davasında fiil ehliyeti raporu birinci ve genel kurul aşamalarında tasarruf edebilir şeklinde geldi fakat muris (babam) ölmeden yani vasiyeti yaptığı dönemde ve öncesi akciğer kanseri olmuş ve beyne metastaz yapmıştı çok ağır tedaviler alıyordu biz adli tıp raporlarının yetersiz olduğunu düşündüğümüzden dışardan uzmanlardan cok kapsamlı bir aldık fakat mahkeme raporu kabul etmedi.sorum şu raporumuz istinaf mahkemesi aşamasında kabul edilip incelenecekmi.ayrica mahkeme bizim uzman Görüşü raporumuza istinaden uzman bir üniversite hastanesine raporlari gonderirmi.malesef davamiz on yıldır devam ediyor bizim konumunda kirası üvey anne ve tüm mallar vasiyet şeklinde kendilerine bırakılmış.
Cevabınız için şimdiden teşekkürler
Selam ve saygilar.
Sayın Tuğsan bey;
Mümkünse kısacık’ ta olsa belirttigim konudaki görüşlerinizi almak isterim.
Merakımı bagişlayin sizler gibi değerli hukukcularımızın görüşleri
Inanin bizler için çok değerli.
Selam ve saygilar
Avukat bey babam olmeden once 2. Gayri resmi esiyle birlikte noterde bakim sozlesmesi yapmislar ve bu sayede 2. Esine mal birakmis gorunuyor vefat edeli 15 gun oldu. Biz bunu nufus dairesinden ogrendik. Sozlesmeyi kanser oldugunu ogrendikten 2 ay sonra yapmislar. Nikah annemin uzerine 4 kardesiz ve diger nikahsiz esindende 3 kardes var. bankalarada kredi karti ve ihtiysc kredisi dahil 50000 e yakin borcu varmis. Uzerine 2 adet kat mulkiyetli ev tapusu ve 1500 m arsa ustunde 2 kargir evi var. ne yapmamiz gerekli yardimci olursaniz sevinirim
İlgili tasarrufun mirasçıların miras payındaki saklı payını etkileyip etkilemediğine bakılmalıdır.
vasiyetnamenin iptali veya tenkisi davası sürerken, vasiyet edilen dükkanın kirasını vasiyet edilen kişi alabilir mi? Alırsa buna karşı ne yapılabilir?
Merhaba bir şey sorabilir miyim 2013 yılında mirasımızın olduğunu öğrendik hakkımız olan parayı aldık. Fakat aradan 5 yıl sonra vasiyet ortaya çıktı 2007 yılında birine vasiyet edilmiş fakat noter vasiyeti işleme almamış nufüs müdürlüğüne bildirmemiş ve şimdi bizden aldığımız miras hakkını geri istiyorlar nasıl yapabiliriz iptal davasını açsak kazanabilir miyiz bilgi verebilir misiniz
benim Ananem oldu annem ve dayim reddi miras yapti mallar dedeme kalacakti bende gittim alt soyu olarak veraset cikartiim ve ortak oldumbenle birlikte annemin ikinci evliliginden olan 5 yasindaki kizi ile dayimin 5 yasindaki kizi benimle birlikte pay sahibi oldu dedem bana veraset iptal davasi act diger mirascilarla ama bu mirascilar geri verecek dedeme mallari ben hakkim olani almak istiyorum i bu dava nasil sonuclanir annem bababam ayri ben universitede okuyrum lutfen bu konu hakinda bilgi verirmisiniz
babam 2 eşine köydeki evin oturma hakını vermiş 5 kardeşiz mahkeme kararıyla onu bozabilirmiyiz