4857 Sayılı İş Kanunu’ nun 25. maddesi iş sözleşmesinin işveren tarafından derhal feshini düzenlemektedir. Kanunun 25/I maddesi iş sözleşmesinin feshinde sağlık sebeplerini, 25/II ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller ve benzerlerini, 25/III zorlayıcı sebepleri belirtmektedir.
İş sözleşmesinin haklı nedenle işveren tarafından tek taraflı ve derhal olarak feshedilmesinde ispat külfeti ‘işveren’dedir.
İşçinin kendi kastından veya yaşam tarzına dikkat etmemesinden yahut alkol düşkünlüğünden kaynaklanan hastalık veya sakatlık durumunda işyerinde üst üste 3 iş günü veya bir ay içerisinde toplam 5 iş günü devamsızlık yapması durumunda iş sözleşmesi işveren tarafından 25/I. maddesine binaen haklı nedenle feshedilebilecektir. Burada işçinin söz konusu hastalığa yakalanmada kusurlu davranışı aranmaktadır.
İşçinin ciddi bir hastalığa yakalanması sonucu çalıştığı işin mahiyeti icabı işine devam etmesi mümkün değilse veya çalışmasında hayati düzeyde sakınca varsa, bu durumun sağlık kurulu raporu ile tespiti halinde işveren iş sözleşmesini 25/I’e göre feshedebilecektir. Başka bir deyişle, kanun metninde de düzenlendiği üzere işçinin çalışmasında sakınca bulunup bulunmadığının tespitinde doktor raporu yeterli olmayıp sağlık kurulunun raporu gerekmektedir. İşçinin kendi kusurundan kaynaklanmayan hastalık, kaza, gebelik veya doğum gibi durumlarda İş Kanunu’ nun 17. maddesine göre işçinin kıdemine göre tespit edilecek bildirim sürelerini altı hafta geçmesinden sonra işveren işçinin sözleşmesini tek taraflı olarak feshedebilecektir. Bu noktada belirtmekte fayda vardır ki, işçinin sağlık nedenleriyle işine gidemediği sürelerde iş sözleşmesi askıda kaldığından dolayı işverence işçiye ücret ödenmeyecektir.
4857 Sayılı İş Kanunu’ nun 25/II. maddesi uyarınca İşverene ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışlar nedeniyle derhal fesih hakkı tanıyan haller;
- İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması,
- İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmesi veya davranışlarda bulunması yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması,
- İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması,
- İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması veya işçinin iş yerinde alkol veya uyuşturucu madde kullanması ya da işçinin iş yerine alkollü olarak veya uyuşturucu madde etkisinde gelmesi,
- İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması,
- İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi,
- İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi,
- İşçinin yapmakla yükümlü bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi,
- İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması ve yukarıda sayılan haller açısından benzer nitelik taşıyan durumlardır.
4857 Sayılı İş Kanunu’ nun 25/III. maddesine göre işçinin şahsına bağlı olarak işçiyi iş yerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı sebeplerin varlığı halinde işveren iş sözleşmesini derhal feshedebilir.
İşçinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde işe devamsızlığının İş Kanunu’ nun 17. maddesinde düzenlenen bildirim sürelerini aşması durumunda da işveren derhal fesih hakkını 25/IV. maddesi uyarınca kullanabilecektir.
Av. Tuğsan YILMAZ
Yorum yap