Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Jun 19
Rating:
İşçinin iş akdinin işverence feshedilmesi sonrasında, feshin geçerli bir sebebe dayanıp dayanmadığı önem arz etmektedir ve geçersiz ve haksız bir sebebe dayanması ile birlikte ise işçinin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve diğer özlük haklarının işverence ödenmesi gerekmektedir.
İş akdinin feshi ile birlikte ödenecek işçi özlük haklarına ilişkin tutarlar kalem kalem belirlenir ve uygulamada işçiye ibraname imzalatılır. Borçlar Kanunu’ nun 420. maddesi uyarınca iş akdinin feshi tarihinden itibaren en erken bir ay sonra ibraname imzalatılabilir ve işçiye ödenecek tutarlar banka aracılığı ile ödenir. İbraname yazılı olarak düzenlenmek zorundadır.
Uygulamada işverence işçinin işe iade davası açmaması için tanzim edilen ve işçinin de imzalamış olduğu ibranamelerin içerisine işe iade davasından feragat ettiğinin kimi zaman eklendiği görülmektedir. Hâlbuki ibranamenin işe iade davası süresi sonunda yasal olarak imzalanması gerektiği ve çoğu zaman bu süreye uyulmaksızın işe girerken veya iş akdinin feshi esnasında ibraname düzenlendiği göz önüne alındığında İş Kanunu’ nun 21. maddesinin son fıkrası gereği işçinin işe iade davasından ibraname ile feragat etmesi geçerli değildir. Bu kapsamda ibraname içeriğinde işe iade davasından feragat ettiğine ilişkin bir ibare yer alsa dahi işçi işe iade davası açabilecektir.
Bu kapsamda aşağıda örnek bir Yargıtay kararına yer vermek istedik.
YARGITAY 9.HUKUK DAİRESİ
Esas : 2004/23961
Karar : 2005/14007
Tarih : 21.04.2005
İŞE İADE DAVASINDA, FESHİN PERFORMANS DÜŞÜKLÜĞÜNE DAYANDIRILMASI
ÖZÜRLÜ İŞÇİNİN PERFORMANS DÜŞÜKLÜĞÜNÜN BEDENSEL ÖZELLİKLERİNE GÖRE DEĞERLENDİRİLMESİ GEREĞİ
Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine karar verilmesini dava etmiştir.
Davalı işveren, ibranamede işe iade davasından feragat ettiğini iş sözleşmesinin de performans düşüklüğünden dolayı, 4857/17. madde hükümlerine göre feshedildiğini savunmuştur.
Her ne kadar ibranamede böyle yazıyorsa da, 4857/21-son hükmü karşısında, ibraname ile böyle bir vazgeçmenin geçerli olmayacağı sonucuna varılmıştır.
Sakat işçi kontenjanında çalıştırılan davacının, performansının kendi bedensel özelliklerine göre değerlendirilmesi gerekir. Bu yönden de fesih geçerli nedene dayanmamaktadır.
Davacının işe iadesine karar vermek gerekir.
DAVA VE KARAR
Davacı feshin geçersizliğine işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ KARARI
Davacı işçi iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliği ile işe iadesine ve buna bağlı tazminat ile boşta geçen süre ücretinin hüküm altına alınması isteğinde bulunmuştur.
Davalı işveren ibraname ile davacının işe iade davası açmaktan feragat ettiğini, iş sözleşmesinin de performans düşüklüğü nedeniyle 4857 sayılı İş Yasasının 17. maddesine uygun olarak feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece ibraname ile her türlü dava ve talep hakkından feragat ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının iş sözleşmesi feshedildikten sonra kıdem, ihbar tazminatı ödenirken imzaladığı ibraname de; hiçbir şekilde feshin geçersizliğini iddia etmeyeceği işe iade talebinde bulunmayacağı, işe iade alınmaması halinde ücret ve tazminat talebinde bulunmayacağı sözcükleri yer almaktadır. 4857 sayılı İş Yasasının 21/son fıkrası hükmü karşısında, ibranamede yer alan işe iade ile buna bağlı ücret ve tazminat ile ilgili haklardan vazgeçmenin geçerli olduğunun kabul edilme olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi hatalıdır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının özürlü işçi kontenjanında çalışmakta olduğu, işe girmeden önce aldığı kurul raporunda ayaklarındaki rahatsızlık nedeni ile % 45 özürlü olarak masa başı işlerde çalışabileceğinin belirtildiği, ancak sekiz saat ayakta kalacak şekilde çözgücü olarak çalıştırıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda Makine Mühendisi ve İş sağlığı ve Güvenliği uzmanı bilirkişinin de raporunda belirtildiği üzere; performansında normal bir insana göre %50 civarında olumsuz etkilenme olacağı ve davalının yaptığı performans değerlendirmelerine ilişkin kriterler dosyaya ibraz edilmediği gibi, davacının kendi özel durumuna göre performans değerlendirilmesi yapılması gerektiği belirlenmektedir. Böyle olunca davalının fesih nedeninin geçerli olmadığı anlaşılmakla 4857 sayılı İş yasanın 20/3. maddesi uyarınca dairemizce aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
SONUÇ
Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1- ) İstanbul 2. İş Mahkemesinin 15.7.2004 tarih ve 2003/739 E. 2004/667 Sayılı kararının ( BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA ),
2- ) Davalı işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının ( İŞE İADESİNE ),
3- ) Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının dört aylık ücret tutarı olarak ( BELİRLENMESİNE ),
4- ) Davacının işe iade için süresi içinde işverene başvurması halinde kararı kesinleşmesine kadar en çok 4 aylık ücret ve diğer haklarının davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine,
Kesin olarak oybirliği ile karar verildi.
Bir önceki İş Hukuku hakkındaki makaleyi okumak için; Evlenme Nedeniyle İşten Ayrılma
Yorum yap