Reviewed by Avukat Tuğsan YILMAZ on Feb 23
Rating:
Haberleşme; insanların birbirleriyle duygu, düşünce ve fikirlerini paylaştıkları aktif bir iletişim hâlidir. Haberleşme hakkı ise bu bağlamda kişilerin haberleşme ve iletişim özgürlüklerini güvence altına alan özel yaşamın gizliliğinin korunması saikine dayanan yasal bir tanımlamadır.
Kişiler arası haberleşme geçmişten günümüze hızlı bir değişim sürecinden geçmiştir. Mektup, e-mail, kısa mesaj, sesli telefon konuşmaları gibi iletilerin alıcıya ulaşması karşılıklı bir iletişimin varlığına delildir. Belirtilen iletişim kanallarının çeşidi fark etmeksizin, yapılan her haberleşme bir gizlilik koruması altındadır. Haberleşmenin gizliliğinin ihlâli birkaç farklı şekilde gerçekleştirilebilir. TCK 132/1 hükmünde kişiler arası haberleşmenin gizliliğinin üçüncü bir kişi tarafından ihlâl edilmesi durumu düzenlenmektedir. Kişilerin kendi aralarındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden, iletişimde taraf olmayan bir üçüncü kişinin bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı belirtilmektedir. Kanun koyucu, Türk Ceza Kanunu’nda birçok suçun nitelikli halleri arasında yer verdiği suçun bilişim sistemleri kullanılarak ya da teknolojik aygıtlar kullanılarak işlenmesini bu maddede de nitelikli bir hâl olarak ele almış ve haberleşmenin gizliliğinin ihlâli suçunun herhangi bir şekilde kayda alınmak suretiyle tamamlanması sonucunda müeyyidenin bir kat ağırlaştırılmasına hükmetmiştir.
Haberleşmenin gizliliğinin ihlâli dışında; kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.(TCK 132/2) Kanunun lafzındaki kelimelerin derinliklerine inmek gerekirse hukuka aykırılık ve ifşa kelimelerini biraz irdelemenin gerektiği kanaatindeyim. Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerinin ele geçirilmesinde hukuka uygunluk sebeplerine dayanarak bir meşruiyet sağlanır ise suçun oluştuğundan bahsetmemiz mümkün olmayacaktır. İfşa etmek kelimesi ile kamuoyunun bilgisine sunmak, aleniyeti sağlamak anlaşılmaktadır. Haberleşme içeriklerinin basın, yayın, radyo, televizyon, internet v.b kitle iletişim araçları ile kamuoyuna sunulması, ifşa etmek kelimesinin kanunda içerdiği anlamı tamamen karşılamaktadır.
Bir de gizliliği ihlâl eden şahsın iletişimin taraflarından biri olması durumu (TCK 132/3) hükmünde düzenlenmiştir. Hükme göre; kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur. Bu konuyla ilintili olarak ihlâl edilen haberleşmenin gizliliği hakkının soruşturulması ve kovuşturulması re’sen değil şikâyete bağlı olarak yürütülmektedir.
Avukat Tuğsan YILMAZ
Alper ÇABUK
Bir önceki yazı için; Bilişim Sistemleri Kullanılması Suretiyle Hırsızlık Suçu
Merhaba, herhangi bir hakim kararı olmaksızın yurt dışında ele geçirilen bir delil, vatandaşlar için hukuki bir delil olarak değerlendirilebilir mi ? Örneğin Watsapp’ tan hakaret edilmesi durumunda watsap’ ın server ve sunucusunun Almanya’ da olması durumunda, Emniyetin hakim kararı olmaksızın Almanyadaki sunucuya sızıp örnek olaydan A şahsının B şahsına hakaret ettiğini doğrular yazışmaları delil olarak sunması hukuka uygun mudur ? Mahkeme bu durumda sunucunun yurt dışında olması sebebiyle CMK’ nın ilgili maddesinin yurt dışına uygulanamayacağına hükmede bilir mi ?