Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Oct 26
Rating:
Çocuğun cinsel istismarıyla ilgili ilk bilimsel çalışmalar Freud tarafından yapılmıştır. Freud’un bulgularına göre, suçun temelinde ‘güç dengesizlikleri’ vardır ve bu durumda gücü elinde bulunduran yetişkin arzularını çaresiz bir çocukla tatmin eder. Freud kız çocuklarının erkeklere göre daha fazla istismara uğradığını, birçoğunda da failin aile bireylerinden olduğunu saptamıştır.
Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişilerin genellikle olgunlaşmamış, pasif ve kendine güveni gelişmemiş kişiler olduğu saptanmıştır. Uyuşturucu veya alkol kullanımı, psikolojik bozukluklar, sadist eğilimler, aşırı deneme merakı gibi nedenlerle suç işlenebilir. Ataerkil toplumlarda bu suçun daha fazla işlenmesi kadını güçsüz gören düşünceden kaynaklanmaktadır. Çocuğun cinsel istismarı suçunda fail genellikle mağdura dostça ve yardımsever görünüp, güvenini kazanmaya çalışır. Dolayısıyla failin aile bireylerinden biri, bakıcı, komşu vs. olması daha yüksek ihtimaldir. Çocukluk döneminde istismara uğramış kişiler kendi çocuklarına da istismarda bulunabilir.
Çocuklar genellikle cinsel istismara uğradıklarını cesaret edip de dile getirmemektedir. Ancak çocuk cinsel istismara uğradığını dile getiriyorsa mutlaka söylediklerine itibar edilmelidir. Çocuk yaşından beklenemeyecek şekilde cinsel davranışlar ve konuşmalar gerçekleştiriyorsa, cinsel içerikli konulardan rahatsızlık duyuyorsa, resimlerinde cinsel içeriklere yer veriyorsa veya uyku, yemek, alt kirletme bozuklukları yaşıyorsa, anneye bağımlılık artmış, güvensizlik ve içe kapanma başlamışsa cinsel yönden istismar edildiğine ilişkin ipuçları olabilir.
Türk Ceza Kanunu’nda çocuğun cinsel istismarı suçu kişilere karşı suçlar kapsamında cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar bölümünde düzenlenmiştir. Dolayısıyla korunan hukuki değer çocuğun cinsel dokunulmazlığı ve gelişimidir. Çocuğu cinsel yönden istismar eden herkes bu suçun faili olabilir. Kadın, erkek, mağdurla aynı ya da farklı cins olabilir. Maddede failin on sekiz yaşından büyük olması gerektiği düzenlenmediğinden çocuklar da bu suçun faili olabilmektedir.
Çocuğun Cinsel İstismarı Suçunun Mağduru
Çocuğun cinsel istismarı suçunun mağduru çocuktur. Çocuk deyiminden henüz on sekiz yaşını tamamlamamış kişi anlaşılmaktadır. Genellikle kız çocukları istismar edilmekteyse de erkek çocukları da bu suçun mağduru olabilir. Mağdurun yaşının tespit edilmesi suçun cinsel istismar mı yoksa cinsel saldırı mı olduğunun belirlenmesi için önemlidir. Nüfus ya da doğum kayıtları nedeniyle mağdurun gerçek yaşı resmiyete dökülmediğinde, yaş kayıtlarına itiraz edilerek fiziki ve radyolojik muayene istenmektedir. Çocuğun yaşı daha önceden mahkeme kararıyla düzeltildiyse yeniden düzenleme yapılamaz. Ancak mağdurun yaşı biyolojik olarak belirlenip nüfus kaydı düzeltilmeden de uygulama yapılabilir.
Çocuğun cinsel istismarı suçunun mağduru çocuklar iki grupta incelenmektedir;
1-) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş çocuklar: Bu grup çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış cinsel istismar olarak nitelendirilir. 15 yaşın altındaki çocukların cinsel rızası olamayacağı kabul edilmiş ve suçun cebir ile işlendiği varsayılmıştır. Ayrıca maddi cebir de uygulanırsa suçun cezası arttırılacaktır. 15 yaşını tamamlayıp da fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş çocuklar açısından da rıza aranmaz. Örneğin sağır dilsiz veya akıl hastası çocukların fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiştir. Eğer çocuğun algılama yeteneğinin bulunduğuna ilişkin bir iddia varsa savcılık veya mahkeme resen inceleme yapılmasını isterse adli tıptan rapor istenir. Bu çocukların algılama yetenekleri gelişmediği için kendilerini koruma ve savunma olanakları zayıftır.
2-) On beş yaşını tamamlamış ve algılama yeteneği gelişmiş çocuklar: On beş yaşını tamamlayıp algılama yeteneğine sahip çocukların rızaları ile cinsel ilişkide bulunmaları reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturmaktadır. Oysa bu çocuklara karşı cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar çocuğa karşı cinsel istismar suçudur. Mahkeme kararıyla veya evlenmeyle çocuk ergin kılınsa bile, çocuğun cinsel istismarı suçunda mağdur olabilir. Nitekim TCK ‘çocuk’tan bahsetmektedir.
Cebir; Cinsel suçlarda kullanılan cebir cinsel şiddettir. Fail cinsel davranışlarda bulunma amacıyla, mağdur üzerinde fiziksel güç kullanarak eylemi gerçekleştirmekte, cebri eylemi gerçekleştirmek için bir araç olarak kullanmaktadır. Örneğin istemediği halde cinsel ilişkiye zorlama, fiziksel şiddet uygulama, işkence, zorla yere yatırıp öpme, ellerin bağlanması…
Tehdit; kendisinin veya yakının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahsetmektir. Bu saldırının belli bir boyutta ve ciddilikte olması gerekir. Tehdidin suç sırasında kullanılması gerekir. Failin cinsel ilişkiye girmezse öldüreceğini söylemesi buna örnektir. Failin cinsel istismar sonrası mağduru kimseye söylememesi için tehdit etmesi durumunda hem istismar hem tehdit suçu oluşur. Tehdit yalnızca cinsel ilişki değil, öpme, dokunma gibi cinsel davranışlar için de gerçekleştirilebilir.
Hile; Mağdurun hataya düşürülmesidir. İstismar sırasında mağdurun iradesi vardır ancak bu irade hileyle sakatlanmıştır. Evlenme vaadinin hile sayılıp sayılmaması doktrinde tartışılmaktadır. Bir görüş günümüzde evlenme vaadine kanılmasının gerçekçi olmaması nedeniyle hile sayılmamasını ileri sürerken diğer bir görüş mağdurun cinsel davranışa rıza göstermemesi için başvurulan her türlü aldatıcı davranış hile sayıldığından evlenme vaadinin de hile sayılması gerektiğini savunmaktadır.
İradeyi etkileyen diğer haller: Bu hallerin neler olduğu kanunda tanımlanmamıştır. Mağdurun cinsel ilişki konusunda ikna edilmesi, geçici bir nedenle veya alkol veya uyuşturucu etkisiyle davranışları yönlendirme yeteneğinin kaybedilmesi buna hallere örnektir.
Çocuğun Cinsel İstismarı
Türk Ceza Kanunu’nda çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi cezalandırılsa da ‘istismar’ tanımı yapılmamıştır. Dolayısıyla doktrinde birçok istismar tanımı bulunmaktadır. Gelişimini tamamlamamış ve olgunluğa erişmemiş çocukların ve ergenlerin tam olarak anlayamadıkları, bilerek onay vermedikleri ve sosyal tabuları ihlal eden cinsel eylemlere karıştırılması olarak tanımlanabilir. TCK 103 kapsamında, on beş yaşını tamamlamış veya tamamlamakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış cinsel istismar suçunu oluşturur. 15 yaşını tamamlayıp algılama yeteneği gelişmiş çocuklara karşı cebir tehdit hile veya iradeyi etkileyen başka nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlardır. Düzenlenen maddede istismarın sarkıntılık düzeyince kalması ayrıca daha az cezayı gerektiren hal olarak yer almaktadır. Bu surette, cinsel içerikli konuşma, cinsel organı teşhircilik, çocuk soyunukken izlenmesi, cinsel içerikli mesaj gönderilmesi gibi vücuda temas etmeyen davranışların sarkıntılık boyutunda kaldığı kabul edilir. İstismarın temel şekli vücuda temas ile işlenmektedir. Çocuğun vücudunun vajina, kalça, göğüs, penis gibi cinsel bölgelerine yapılan dokunmalar bu kapsamda ele alınır. Dokunma kıyafetlerin üzerinden veya çıplak gerçekleşebilir. Vücuda organ ya da sair cisim sokularak suçun işlenmesi ise cezayı arttıran bir nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Cinsel istismar suçunun oluşması için failin cinsel arzuları tatmine yönelik hareket etmesi gerekir. Ancak netice aranmayan sırf hareket suçu olduğundan, failin arzularının tatmin olup olmaması suçun oluşması bakımından gerekli değildir.
Çocuğun Cinsel İstismarı Suçunda Hukuka Uygunluk Sebebi Var Mıdır?
Çocuğun cinsel istismarı suçunda failin suçun kanuni tanımına uygun olarak gerçekleştirdiği fiilin hukuka uygunluk nedenlerinden birini taşıması halinde suç hukuka uygun hale gelir ve faile gerçekleştirdiği fiilden dolayı ceza verilmez. Cinsel suçlarda en çok tartışılan hukuka uygunluk nedeni mağdurun rızasıdır. Cinsel istismar suçunda, 15 yaşını tamamlamamış veya tamamlamakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş çocukların cinsel eyleme rıza göstermesi geçerli sayılmamaktadır. 15 yaşını tamamlamış ve iradesi cebir tehdit hile ile sakatlanmamış çocukların rızası ise geçerlidir ve bu durumda reşit olmayanla cinsel ilişki suçu oluşacaktır. Çocuğun cinsel istismarı suçu bakımından istismar iradeyi sakatlayan bir nedenle oluştuğundan, çocuğun cinsel istismarı suçu bakımından rıza hukuka uygunluk nedeni olarak kullanılamamaktadır.
Çocuğun Cinsel İstismarı Suçunda Kast
Çocukların cinsel istismarı suçu kasten işlenebilen bir suç olup, taksirli hali kanunda düzenlenmemiştir. Ayrıca fail suçun temel halini işlerken cinsel arzularını tatmin amacıyla hareket etmelidir. Çocuğun sevilmesi, yanaklarının cinsel amaç olmaksızın sıkılması istismar teşkil etmeyecektir. Organ ve sair cisim sokmak nitelikli halindeyse, fail cinsel arzular dışında başka amaçlarla da suçu işleyebilir. Burada organ ya da cisim sokulan vücut bölgelerinin cinsel nitelik taşıması nedeniyle failin amacının bir önemi bulunmamaktadır. Vajinal ya da anal yönden yapılan istismarın cinsel nitelik taşıdığı kabul edilirken oral yoldan yapılan eylemlerin cinsel içerik taşıyıp taşımadığı ayrıca incelenmelidir.
Cocuğun Cinsel İstismarı Suçunda Daha Fazla Cezayı Gerektiren Nitelikli Haller
- Çocuğun cinsel istismarı suçunun vücuda organ veya sair cisim sokularak işlenmesi
- Çocuğun cinsel istismarı suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi
- Çocuğun cinsel istismarı suçunun insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi
- Çocuğun cinsel istismarı suçunun üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından işlenmesi
- Çocuğun cinsel istismarı suçunun vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından işlenmesi
- Çocuğun cinsel istismarı suçunun kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi
- Çocuğun cinsel istismarı suçunun 15 yaşını tamamlamış veya tamamlamakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş çocuklara karşı cebir veya tehditle işlenmesi
- Çocuğun cinsel istismarı suçunun 15 yaşını tamamlayıp da algılama yeteneği gelişmiş çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle işlenmesi hallerinde faile verilecek ceza yarı oranında arttırılır.
- Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralamanın ağır neticelerine neden olması halinde ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
- Çocuğun cinsel istismarı suçu sonucu mağdur bitkisel hayata girer veya ölürse ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Çocuğun Cinsel İstismarı Suçu Şikayete Bağlı Mıdır?
Çocuğun cinsel istismarı teşkil eden davranışların sarkıntılık boyutunda kalması durumunda kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Temel hali ve nitelikli hallerdeyse kovuşturma ve soruşturma şikâyete bağlı değildir, kendiliğinden yapılır. Savcı soruşturmayı bizzat yürütür. Önce kolluk şikâyetçinin beyanını alır. Çocuğun cinsel istismarı suçunda delillerin kaybolmaması adına şikâyetçi en kısa zamanda Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat etmelidir. Çocuk savcılığa geldiğinde beden muayenesi için Sulh Ceza Hakiminden karar aldırılır. Çocuğun cinsel istismarı suçunda mağdurun rızası varsa karar alınmasına gerek yoktur. Kararla birlikte hastaneye müzekkere yazılır. Hastanede çocuğun beden muayenesi yapılır. Hastane de çocuğa cebir uygulanıp uygulanmadığı, sair cisim sokulup sokulmadığı gibi hususlar belirlenip rapor düzenlenerek savcılığa gönderilir.
Çocuğun cinsel istismarı suçunda iddianamenin kabulüyle kamu davası açılır ve şüpheli sanık sıfatını alır. Cinsel istismar suçu sarkıntılık boyutu hariç resen kovuşturulur. Yetkili mahkeme suçun işlendiği yer mahkemesidir. Temel suç bakımından asliye ceza, nitelikli haller bakımındansa ağır ceza mahkemesi görevlidir.
Çocuğun cinsel istismarı suçunda mağdurun vücuduna organ sokulması konusunda husumet varsa Adli Tıp Kurumundan rapor alınır. Suçun işlendiğine yönelik tıbbi delil olmasa da mağdur iddialarında tutarlı ve samimiyse, iftira atılmasını gerektirecek bir neden yoksa mağdur beyanlarına da itibar edilmesi gerekir.
Çocuğun Cinsel İstismarının Cezası
Çocuğun cinsel yönden istismar eden kişi sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İstismarın sarkıntılık düzeyinde kalması halindeyse üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Belirtilen nitelikli hallerin bulunması halinde ceza yarı oranında arttırılır. Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır. Ayrıca suç mağdurun bitkisel hayata girmesine veya ölümüne yol açarsa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası uygulanacaktır.
Av. Tuğsan YILMAZ
Güveni Kötüye Kullanma Suçu başlıklı yazımızda güveni kötüye kullanma suçunun TCK daki düzenlenişi, unsurları, ceza zaman aralığı, şikayete tabi olup olmadığı bakımından inceleme yapılmıştır.
Benim sorum su davayi acan tarafin elinde hic bir kanit yokken ve bakirelik raporu oldugu halde scs konumundaki kişiye ceza verilirmi hic bir kanit olmadığı yapmadigi halde sadece magdurenin ifadesi üstelik celiskili ifadeleri olmasi halinde yinede ceza verilirmi ustelik sikayet 5 yil sonra yapiliyo