Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Feb 27
Rating:
Toplumun temel taşını oluşturan aile kurumunun gerek kişisel gerek sosyal birtakım ihtiyaçları olduğu aşikardır. Bu gereksinimler ailede çalışan eş veya eşlerce karşılanabilirken, şartlar elverdiği takdirde çocuklar da ortak aile bütçesine maddî katkıda bulunabilir. Evlenme ile birlikte çalışan taraf evdeki diğer bireylerin bakımı ve ihtiyaçlarının giderilmesi ile mükelleftir. Bu husus evlilik birliğinin doğal bir sonucudur ki doğru olan da budur. Aile kurumunda sadece kişisel menfaatlere özgülenmiş bir kazançtan bahsedemeyiz.
Evlilik birliğinin normal bir şekilde sona erişi taraflardan birinin ölümü ile gerçekleşmektedir. Bununla beraber normal olmayan yollarla evliliğin sona erme şekillerinin en başında boşanma gelmektedir. Boşanmadan sonra tarafların barınma, beslenme, sağlık harcamaları gibi temel gereksinimlerinin nasıl karşılanacağı, boşanma davası sürecinde aynı şekilde gereksinimlerin karşılanması, varsa çocukların eğitim, sağlık masraflarının nasıl karşılanacağı hususu hukuk literatüründe nafaka kavramı ile kendine yer bulmaktadır. Bu makalede boşanma sürecinde eşlerin veya çocukların gereksinimlerinin nasıl ve kim tarafından karşılanacağı hususunu irdeleyeceğiz.
TMK 169. maddede boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alacağı belirtilmektedir. Bunun dışında tedbir nafakası ile kanunda ayrıntılı düzenlemeler yapılmamakla birlikte, Yargıtay içtihatları bu noktada önemli bir hukuk kaynağı niteliğindedir.
Tedbir Nafakası kural olarak davanın görülmeye devam edildiği sürece hâkimin re’sen (kendiliğinden) hükmettiği bir nafaka türüdür. Eş veya çocuklara yönelik hükmedilebilirken çocukların tedbir nafakası alabilmeleri için reşit olmamaları şartı aranmaktadır. Reşit olup da eğitim öğretimine devam eden, ailesinin yardımına ihtiyaç duyan bireyler için farklı bir nafaka ödenmeye devam edilecektir. Eşlerin tedbir nafakası alabilmeleri için ise kendi geçimini sağlayabilme durumu göz önünde bulundurulur. Hukuk düzeni; eş veya çocukların ayrılık/boşanma nedeniyle mağduriyet yaşamalarının önüne geçmek amacıyla birçok nafaka çeşidi belirlemiştir tedbir nafakası da bunlardan biridir. Nafakanın miktarı belirlenirken hâkim; eşlerin evlilik birliği içerisindeki yaşam standartlarını göz önünde bulundurur. Bu hususta afakî rakamlara hükmedilerek nafaka ödeyen eşin zor durumda bırakılmasının önüne geçilmesi hakkaniyet gereğidir.
Tedbir nafakası için boşanma davalarından ayrı bir dava açılmasına gerek yoktur. Bilhassa tedbir nafakası talep edilmesine de gerek yoktur çünkü hâkim davada gerek gördüğü takdirde re’sen tedbir nafakasına hükmedebilecektir. Davanın başlangıç tarihinden itibaren geriye dönük nafakalar talep edilebilir ve tedbir nafakasının süresi, davanın karara bağlandığı tarihte son bulacaktır.
Avukat Tuğsan YILMAZ
Alper ÇABUK
Bir önceki yazımız; Evlenmeye Engel Olan Nedenler Nelerdir?
Yorum yap