Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on May 14
Rating:
İnsanoğlunun benlik ve kimlik kazanma sürecinden yetişkin olma evresine kadar yaşamlarımızda etkin bir rol üstlenen sosyalleşme, bireyi kişiye dönüştüren bir süreç olarak tanımlanmakla birlikte aslında insan ömrünün tüm safhalarında kendine yer edinmesi gereken bir olgu olarak kabul edilmektedir. Yüzyıllar boyunca toplumlarda insani bir gereksinim niteliğini kazanmış olan sosyalleşme, aynı zamanda bünyesinde barındırdığı kompleks yapısıyla beraber insanların hayatın akışı içerisinde karşılaştıkları olgu ve olaylara verdikleri tepkilerle birlikte bireyin yaşadığı toplumun genelinde sahip olduğu rol ve statüyü sahiplenme ve bu mevkiye göre davranma gibi davranışlarda da belirleyici vasfının yanısıra insanoğlunun genel yapısı itibariyle felsefi bir perspektif çerçevesinde bir adapte olma ve tamamlanma süreci olarak kabul görmektedir. İnsanın adaptasyon ve gelişimini tamamlayan bu süreç, gelişen ve değişen dünya ile birlikte yüzyıllara göre farklı bir görünüm kazanmakta; günümüz bilgi çağında ise internetin de sağladığı imkanlarla birlikte bu görünüm şekilleri bilgisayar, telefon gibi çeşitli iletişim araçları vasıtasıyla sosyal paylaşım ağlarında kendini göstermektedir.
Hukuk bağlamında evlilik müessesesi ile sosyal ortam ve sosyalleşme birlikte değerlendirildiğinde günümüzde sıklıkla karşılaşıldığı üzere evlilik birliği içerisinde eşlerin birbirlerini aşırı kıskanmaları, birbirlerine güvenmemeleri vb. davranışlarının sonucu olarak kimi evliliklerde eşi arkadaşlarıyla görüştürmemek, eşi sosyal paylaşım ağlarından uzak tutmak ve eşin dışarı çıkmasını istememek gibi tezahür olan tutumlar 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166.maddesi gereğince eşlerin evlilik birliğinin sarsılmasına dayalı olarak boşanma davası açmalarına sebebiyet vermektedir. Buna göre, TMK m.166/1 gereğince evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilmektedir.
Şayet eşlerden birinin güven sarsıcı tutum ve davranışlar göstermemek kaydıyla objektif bir bakış açısıyla evlilik birliğine zarar vermemek ve evliliğin sadakat yükümlülüğünü ihlal etmemek koşuluyla arkadaşlarıyla görüşmesi, ailesiyle vakit geçirmesi, dışarıda gezmesi veya sosyal paylaşım ağlarında kullanıcı hesaplarının olması, maddi olayın şartları değerlendirilmek şartıyla boşanma davasına konu olmamakla birlikte, diğer eşin bu aktiviteleri engellemeye çalışması veya bu husus üzerinde sürekli olarak tartışmalar çıkarması, bu davranışların doğal neticesi olarak duygusal şiddete maruz kalan eşe, eşin evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmış olduğu kanaatine varmasıyla birlikte boşanma davası açma hakkı vermektedir.
Bir önceki yazımız Eşin Psikolojik Tedavi Görmesi Boşanma Nedeni Midir? de psikolojik tedavinin hangi hallerde boşanma davasında gerekçe yapılabileceği irdelenmektedir.
Yorum yap