Title: ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASI
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Apr 10
Rating: 5.0

Evlilik birliğinin yasal olarak sona ermesi haline boşanma denir. Türk Hukuku’ nda boşanma ancak kanunun öngördüğü şartların gerçekleşmesi ile vuku bulur. Kanun boşanmanın ancak haklı bir sebebin varlığı halinde mümkün olabileceği hükmünü getirerek toplumun temel taşı olan aile kurumunu korumaya ve evlilik birliğinin devamını sağlamaya çalışmıştır. Ancak karşılıklı sevgi ve saygı ortamının olmadığı aile hayatlarının, kişiler için çekilmez hale gelmesi de bir genel boşanma sebebi olarak sayılarak bu doğrultuda anlaşan çiftlere ‘ANLAŞMALI BOŞANMA’ kurumunu getirmiştir. Anlaşmalı boşanmada çiftler boşanmanın tüm ayrıntıları (velayet, nafaka, tazminat vs.)  hakkında anlaşarak evlilik birliğini sona erdirilmesi için ilgili mahkemeye başvururlar. Bu hususta ayrıntılı bilgiye sitemizde yeralan diğer makalelerden ulaşabilirsiniz. Bu makalemizin ana konusu taraflardan birinin boşanmak istemediği ya da boşanmanın yan hükümleri olan velayet, nafaka ve tazminat hükümlerinde tarafların anlaşamadığı durumlarda ortaya çıkan çekişmeli boşanma davasıdır.

4721 Sayılı Medeni Kanunu hükümlerine göre boşanma ancak kanunda sayılı sebeplerin varlığı halinde mümkündür. Kanunun 161. maddesinden itibaren sayılan boşanma nedenleri; zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk, akıl hastalığı ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasıdır. Her ne kadar tahdidi bir belirleme yapılmışsa da bu 6 gerekçeden sonuncusu olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması genel boşanma sebebi sayılmaktadır. Bu sebep dışında kalan diğer maddeler özel boşanma sebeplerindendir. Boşanma sebepleri belirlenirken çok dikkatli hareket edilmelidir. Zira kabul edilmeyecek bir boşanma davası neticesinde kanunun amir hükmü gereğince taraflar 3 yıl boyunca yeni bir boşanma davası açamazlar. Bu nedenle açılacak boşanma davasında ispat edilebilecek argümanlar ileri sürülmelidir.

Özel boşanma sebeplerinin yanı sıra belirttiğimiz gibi genel boşanma sebebi sayılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması için ortak hayatın çekilmez hale geldiğinin ispatlanması gerekmektedir. Zira özel boşanma sebeplerinin somutlaştırılması – ispatlanması daha kolayken evlilik birliğinin temelinden sarsılmanın ispatı daha zordur. Bu boşanma nedeninde hakimin takdir yetkisi yadsınamaz ölçüdedir.

Çekişmeli boşanma davasında dava açabilmek için tamamen kusursuz olmak gibi bir şart yoktur. Daha az kusurlu veya tamamen kusurlu taraf dahi boşanma davasını açabilir. Kusur oranı sadece boşanmanın feri sonuçları olan nafaka, tazminat, velayet vs. hususlarda önem taşımaktadır.

Bir boşanma davasının reddedilmesi halinde belirttiğimiz gibi taraflar 3 yıl boyunca tekrar boşanma davası açamazlar. Ancak 3 yılın sonunda taraflar ortak hayatı kuramamışlarsa taraflardan birinin başvurusu üzerine hakim boşanma kararı verir.

Boşanma davası taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesinden veya tarafların son 6 ay birlikte yaşadıkları yer mahkemesinde açılır. Boşanma davası açıldıktan sonra hakim dava süresince ortaya çıkabilecek olumsuz durumlara karşı geçici önlemler almak zorundadır. Bu geçici önlemler içerisinde eşlerin barınma, geçinme, çocukların eğitim vs. masrafları için nafaka tedbiri yer almaktadır. Ayrıca dava sonucunda tazminata veya paylaşıma konu olacak malların yönetimine ilişkinde bir tedbir kararı verilebilir.

Boşanma davası sonucunda kusursuz ya da daha az kusurlu taraf karşı taraftan mevcut veya beklenen menfaatlerinin zarar görmesinden dolayı bir tazminat talebinde bulunabilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf diğer taraftan manevi tazminat talebinde bulunabilir. Ayrıca boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan taraf daha az kusurlu olmak şartıyla diğer taraftan yoksulluk nafakası talep edebilir. Bu nafaka belirlenirken dikkate alınacak kıstas nafaka talebinde bulunan tarafın boşanma nedeniyle hayat standartlarının değişmemesi durumudur. Bu nedenle burada nafaka rakamı belirlenirken tarafların hayat standartlarının da tam olarak belirlenmesi gerekmektedir. Boşanma davası sonucunda hükmedilecek maddi tazminat taksitler halinde ödenebilirken manevi tazminat tek seferde ödenmelidir. Manevi tazminatın irat (taksit) halinde ödenmesi mümkün değildir. Boşanma davası sonucunda nafaka alan tarafın tekrar evlenmesi halinde nafaka ödenmesi durdurulur. Ayrıca resmen evli olmamasına rağmen evliymiş gibi yaşayanlar, haysiyetsiz hayat sürülmesi, yoksulluğun ortadan kalkması ve taraflardan birinin ölmesi halinde de nafaka sona ermektedir.Kusursuz veya daha az kusurlu taraf boşanma davasından sonra da nafaka talebi ile dava açabilir. Bu davalar nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesinde açılır. Boşanma ile kazanılan nafaka vb. mali haklar boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içerisinde talep edilmezse zamanaşımına uğramaktadır. Bu husus Medeni Kanunun 178. maddesinde hükme bağlanmıştır.

Av. Halil İbrahim ÇELİK – Av. Tuğsan YILMAZ