Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Apr 14
Rating:
Hukukumuzun medeni yargılama usulüne göre, davaların bir an önce çözümlenmesi gayesiyle, iddia ve savunma içeren olayların belli bir zaman dilimi sınırları çerçevesinde mahkemeye sunulması gerekmektedir. Kural olarak boşanma davalarında davanın açıldığı tarihten sonra vuku bulan olaylar, mahkemece dikkate alınmamakla birlikte bu olayların davanın konusu içine alınması da mümkün olmamaktadır. Yani, boşanma veya ayrılık davasının açıldığı tarihte sadece dava dilekçesinde belirtilen vakıalar davanın konusunu oluşturmakta, bu tarihten sonra gelişen olaylar incelemeye mevzu olmamaktadırlar.
Mahkeme, yalnızca boşanma davası dilekçesinde öne sürülen olayların varlığını inceleme ve araştırma konusu yapmaktadır. Ancak, bunun bir istisnası olarak, eşlerin birbirlerine karşı olan sadakat yükümlülüklerinin cinsel olarak ihlal edilmesi halinde, hakim, boşanma davası içinde tarafların kusurunu belirlerken, davadan önce gerçekleşen olaylarla birlikte bu yeni vakıayı da dikkate almaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun evliliğin genel hükümleri kapsamında değerlendirilen m.185/3 uyarınca, eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar. Kanun maddesi kapsamında değerlendirilen eşlerin birbirine sadık kalma zorunlulukları, eşler arasında evlilik birliğinin devam ettiği süre boyunca sona ermemektedir.
Boşanma süreci içerisinde eşlerin hala evlilik birliğinin devam etmesi dolayısıyla, boşanma kararının kesinleşme tarihine kadar tarafların birbirlerine karşı sadakat yükümlülükleri(aldatmama) mevcudiyetini korumaktadır. Boşanma davasını oluşturan zaman dilimi içerisinde eşin diğer eşi aldatması, aldatılan eşin de bu durumu kanıtlaması durumunda somut olayın özelliklerine göre tarafların kusur durumu değişerek hakimin hükmedeceği mali sonuçlar da değişebilmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.12.2010 gün, 2010/2-636 E. ve 2010/680 K. sayılı kararına göre, henüz boşanma kararı verilmeden kocanın başka bir kadınla cinsel ilişkiye girmesi, 4721 sayılı kanunun 185.maddesi hükmüne aykırılık teşkil etmekle birlikte, boşanma kararı verilip kesinleşinceye kadar evlilik birliği süreceğinden, bu durumun doğal sonucu olarak taraflar arasında sadakat yükümü de evlilik birliğinin sona ermesine kadar devam etmektedir.
Bu düzenleme dikkate alındığında, kocanın evlilik birliği sona ermeden, diğer bir anlatımla sadakat yükümü devam ederken başka bir kadın ile evlilik dışı ilişkiye girdiği hususunun hüküm kurulurken dikkate alınması gerekir. Özellikle, tarafların kusur durumuna etkili olan bu husus göz ardı edilmemelidir. Hal böyle olunca; davalı-davacı koca evlilik birliği devam ederken yapmış olduğu sadakatsizlik nedeniyle daha fazla kusurlu olup, bu nedenle kişilik hakkı saldırıya uğrayan ve eşit kusurlu olmayan eş lehine manevi tazminata hükmedilmesi gerekir.
Yazarlar
Av.Tuğsan YILMAZ
Av.Halil İbrahim ÇELİK
Didem TALGIR
Merhaba. Çekişmeli bir boşanma davam var. Şu an dilekçe kısmındayız. Davacı benim. Dava dilekçesi sürecinde hakaret ve aşağılamalar devam ediyor hatta bazı mesajlarda davalı yaptıklarını kabul ediyor. Bunları da delil olarak sunabilir miyim ?
Cevaba cevap dilekçesi sunmadıysanız belirtmenizde fayda var. Hatta davanızı avukatsız olarak yürütmekte iseniz ve usuli hususlar bakımından yeterli bilginiz yok ise her halukarda sunun. İddianın genişletilmesi hususunda muvafakat etmeme yükü ve sorumluluğunu karşı tarafa bırakın