Title: Hekimin Malpraktisten Kaçınma Yükümlülüğü
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Aug 5
Rating: 5.0

Hekimlerin hastalara karşı yükümlülüklerinden biri malpraktisten (tıbben hatalı uygulamalardan) kaçınma yükümlülüğüdür. Malpraktisten kaçınma yükümlülüğünün sağlanabilmesi için hekimin mesleği ile ilgili gerekli tüm dikkat ve özeni göstermesi gerekmektedir. Bu bağlamda hekimin malpraktisten kaçınma yükümlülüğü ile tıbbi özen gösterme yükümlülüğünün sebep sonuç ilişkisi taşıdığını görmekteyiz. Hekim tıbbî dikkat ve özeni tam anlamıyla yerine getirdiği takdirde zaten malpraktisten kaçınmış olacaktır ve hekime -bunun dışında bir kusuru yoksa-sorumluluk yüklenemeyecektir.

Türk Borçlar Kanunu, Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi ve Hasta Hakları Yönetmelikleri bu konuda gerekli düzenlemeleri yapan yasal metinlerdir. Bu konuyla ilgili olarak hekim veya diş hekiminin ayırt etmeksizin tüm hastalarına karşı gerekli dikkat ve özeni göstermekle mükellef olduğu Tıbbi Deontoloji Nizamnamesinde belirtilmiştir.

Hekimlerin tıbbi dikkatsiz ve özensizliklerinin bir sonucu olarak meydana gelen malpraktislerde hastanın zararını tazmin etme bakımından izleyeceği birtakım prosedürler bulunmaktadır. TCK 53/6 hükmünde belirli bir meslek veya sanatın gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına karar verilebileceği belirtilmiştir. Hekimlik mesleği de bahsedilen hüküm içerisinde yer alan bir meslektir. Hekimlerin dikkat ve özen yükümlülüğü ile bu yükümlülüğün ihlali halinde tazminattan ziyade belirli bir süre için görevinden uzaklaştırılmaya kadar varabilecek sonuçlar oluşabilmektedir.

Bu nedenledir ki hekimler eğitim sürecini tamamlamalarının akabinde sürekli bir değişim ve gelişim içerisinde olan tıp bilimi ve tıbbî tekniklere ayak uydurabilmeli, kendisini geliştirmelidir. Kendisinin yeni tıbbî gelişmelerden haberdar olmaması ya da standart bir hekimin bilmekle yükümlü olduğu hususları bilmemesi halinde sorumluluktan kurtulamayacaktır. Hekimlikte uzmanlık derecesi de bu konuda bir ölçüt oluşturmaktadır. Yeni atanmış bir hekimle otuz yıllık bir hekimin meslekî tecrübelerinin aynı olamayacağı aşikârdır. Yine aynı doğrultuda Profesör unvanına sahip bir hekim ile Pratisyen bir hekimin tıbbi birikimlerinin eşit olmadığı ortadadır. Hekimlerin kendi mesleki bilgilerinin somut olayı çözmekte yeterli olamayacağını fark etmesi halinde konsültasyon istemesi, başka bir hastaneye ya da hekime sevk etmesi de hekimlerin özen sorumluluğunun bir parçasıdır.

Hem meslek etiği gereğince hem de tıbbî müeyyidelerle karşı karşıya kalmamak için hekimler malpraktisten kaçınmakla yükümlüdür. Tüm tıbbî işlemlerinde gerekli dikkat ve özeni göstermek zorundadır nitekim hekimin en ufak bir ihmalinde veya kusurunda hastanın sağlığına yönelik ağır sonuçlarla karşılaşılabilecektir.

Avukat Tuğsan YILMAZ
Alper ÇABUK

Hekimlerin Cezai Sorumluluğu başlıklı bir önceki yazımızda mesleki faaliyetleri nedeniyle doktorların Türk Ceza Kanunu kapsamında karşılaşabilecekleri muhtemel suç tipleri incelenmiştir.