Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Oct 22
Rating:
Türk Borçlar Kanunu sözleşme konusunu (1-40) maddeler arasında düzenlemiştir. Sözleşmeyi kısaca iki ya da daha fazla kişi arasında belli bir konuda karşılıklı iradelerin uyuşması şeklinde açıklayabiliriz. Ancak her irade uyuşması sözleşme kurulduğu anlamını taşımamaktadır bilakis kanunda belirtilen kurucu unsur şeklinde tabir edilen koşulların sağlanması gerekmektedir. Bu tanıma örnek verecek olursak, iki kişinin belirledikleri bir mekânda buluşmaları hakkındaki irade uyuşması bir sözleşmedir. Ancak hukukî bir sözleşme değildir çünkü bu sözleşme hiçbir şekilde hukukî anlamda sonuç doğurmayacaktır.
Sözleşmelerin geçerliliği taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça hiçbir şekle bağlı değildir. Kanunda öngörülmüş şekle bağlı sözleşmeler de yok değildir. Bu tarz sözleşmeler için şekle bağlılık kurucu bir unsurdur.
Yazılı Sözleşmelerde Şekil
Yazılı şekilde yapılması kararlaştırılan sözleşmeler kanıtlanma açısından büyük artılara sahiptir. TBK md.14’e göre yazılı bir şekilde yapılması kararlaştırılan sözleşmelerde tarafların imzalarından ziyade borç altına giren tarafın imzasının bulunması zorunlu tutulmuştur. İmza atamayanların usulüne uygun olarak kabul edilen mühür ya da parmak izi bırakmaları da yeterli görülmüştür.
Resmî Sözleşmelerde Şekil
Sözleşmenin kanun tarafından yetkilendirilmiş resmî bir makam huzurunda yapılması.
Tescil Şekli
Kanun koyucu, bazı sözleşmelerin geçerliliğinin sağlanabilmesini, ilgili makamların sicillerine kayıt etmesi şartına bağlamıştır. Sicile tescil işlemi, gayrimenkuller üzerinde hak sahibi olmanın zorunlu koşulu olarak veya bir markanın haklarının korunması amacıyla marka tescili yapılması gibi konularda karşımıza çıkmaktadır.
Sözleşmenin Konusu ve Sözleşme Serbestîsi
Taraflar sözleşmenin konusunu belirlemede bazı sınırlamalar haricinde serbesttirler. Tarafların konu seçiminde, sözleşme yapacağı tarafı belirlemede, sözleşmede kabul edeceği/etmeyeceği maddeler hakkında tam bir özgürlük içerisindedir. Bu durum literatürde sözleşme serbestîsi olarak adlandırılır.
Yukarıda bahsedilen sözleşme konusunu belirleme hususunda kanunun öngördüğü sınırlamalar TBK md. 27’de şu şekilde sıralanmıştır; Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür. İkinci fıkrada ise; Sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz olur. Kanunda açıkça sayılan bu sınırlamalar emredici nitelikte olduğu için bunların ihlali hukuken hiçbir şekilde hüküm doğurmayacaktır.
Av. Tuğsan YILMAZ
H.A.ÇABUK
Bir önceki Sözleşme Hukuku kategorisinde yayımlanan yazımız; Sanatçı ile Menajer Arasında Akdedilen Menajerlik Sözleşmesi
Merhaba, ben halen borçlu olan dairemi kiraya verdim..kiracim bi türlü elektrik ve su aboneliği üstüne almadı..kirayı da yatırmadi. .üstelik çıkmasını istediğim için evin camlarını kırıp evi çöplük içinde bırakarak(balkondan gördüm) evden ayrılmış..anahtar teslimi de yapmadı ve yapmıyor. .komşularımdan aldığım bilgiye göre ev fuhuş evi olarak kullanılmış. .ve tüm bu sonuçlardan anlıyorum ki ev zaten sadece bi kaç ay kullanılma amaçlı tutulmuş..neyse..bu durumda nasıl bi yol izlemeliyim..evde bi iki eşya bırakmış. .eve giremiyorum..noterden ihtarname gönderemiyorum; kayıtlı adres yok…dava açamıyorum; para yok.. dava açsam, dava boyunca ev kiraya verilemicek, başka gelir yok..kiraci da ortada yok..kırık cam ile ev, hayalkırıkligi ile ben bekliyorum…napayim…sadece cumhuriyet savcılığına fuhuş, kırılan cam, elektrik ve su borcu ile kiranin ödenmemesi yüzünden suç duyurusunda bulundum…
Tahliyeye ilişkin hukuki bir süreç başlatılması gerekecektir. Şayet kendi avukatınızı seçerek işlem yapma konusunda maddi durumunuz elverm iyorsa bulunduğunuz şehirdeki baronun adli yardım birimine başvurabilirsiniz. Ancak maddi durumunuzun olmadığını belgelendirmeniz istenecektir.
Dediğiniz gibi yapacağım, teşekkür ederim
EVİMİN TAPUNU BAŞKA KİŞİ ÜZERİNE YAPSAM BANA HERHANGİ BİR ÜCRET ÖDEMEMESİ HALİNDE BENİ MAHKEMEYE VEREREK BENİ EVDEN ATABİLİR Mİ, TAHLİYE EDEBİLİR Mİ VEYA ONDAN TAPUMU NASIL GERİ ALABİLİRİM.
6306 sayılı kanuna göre Değeri en düşük daireyi bize verdiler .herkes sözleşmeyi imzaladı ben imzalamadım .ve Sözleşmeye (herhangi bir hukuksal müracata tazminat talep etmeye hisse ve şerefiye tespitinde bulunmayacaklarını şimdiden kabul ve tahaüt ederler bu konuyla ilgili mevcut yükleniciyive diğer malikleri muhatap etmeyeceklerini kabul ve tahaüt ederler) diyor Hissemi Satışa çıkaracaklar 48 senedir oturduğumuz daire satılmasın diye imzalamak zorunda kalırsam dava açamıyacakmıyım .Dairenin 1/12 vasisi Olduğum zihinsel özürlü ablamın hissesine vesayet tedbiri kondu .vesayet mahkemesi Keşif yapmadan böyle bir anlaşmayı imzalamam için yetki verirmi .hak ihlali hem m2 hem konum olarak yapılmakta 6306 sayılı kanun ile 2/3Yüzünden çok mağduriyetler yaşanıyor Şimdiden cevabınız için teşekkürler